TANYA !!!!! "Zoya Kosmodemyanskaya"
Naziler ona çok soru sordu.
Tek bir soruya cevap verdi.
O da adının ne olduğu sorusu idi.
"Benim adım Tanya" dedi.
Nazım Hikmet'in yıllar sonra "...
ve karların üstünde muzaffer gülümseyişi onun" diyerek uzunca "Tanya" şiirini yazdığı kadın. Yakalandıktan sonra tecavüz edildi.
Aşağılandı.
Ve sistematik ne varsa uygulandı ama o hiçbir şey söylemedi.
Tek bir sır vermedi.
Onu dar ağacına götürdüklerinde hayatının son cümlesini söyledi:
O askerlere tek bir şey söyledi:
"Hepimizi, 190 milyon kişiyi asamazsınız!"
Ve astılar...
Adım Nadya demişti ama değildi.
Bu kadının gerçek adı "Zoya Kosmodemyanskaya" idi.
Bir partizandı.
Öldükten sonra Rusların en saygın kahramanlarından biri sayıldı.
TANYA Zoe’ydi adı İsmim tanya dedi onlara
(tanya; Bursa cezaevinde karşımda resmin
Bursa cezaevinde,
Belki duymamışsındır bile bursa’nın ismini
Bursa’m yeşil ve yumuşak bir memlekettir.
Bursa cezaevinde karşımda resmin
Sene 1941 değil artık, sene 1945
Moskova kapılarında değil artık
Berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler
Bizimkiler Bütün namuslu dünyanınkiler..
Tanya; Senin memleketini sevdiğin kadar ben de seviyorum memleketimi
Seni astılar memleketini sevdiğin için
Ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim
Ama ben yaşıyorum
Ama sen öldün
Sen çoktan dünyada yoksun
Zaten ne kadar az kaldın orada
On sekiz senecik...
Doyamadın güneşin sıcaklığına bile...
Tanya; Sen asılan partizan, ben hapiste şair
Sen kızım, sen yoldaşım
Resmin üstüne eğiliyor başım
Kaşların incecik, gözlerin badem gibi
Renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil
Fakat yazıldığına göre koyu kestaneymişler.
Bu renk gözler çok çıkar benim memleketimde de...
Tanya; Saçların ne kadar kısa kesilmiş
Oğlum memet’inkinden farkı yok
Alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi
Rahatlık ve rüya veriyor insanın içine.
Yüzün ince uzun, kulakladır büyücek biraz,
Henüz çocuk boynu boynun
Henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan.
Ve püsküllü bir şey sarkıyor yakandan
Süsünü sevsinler mini mini kadın.
Arkadaşları çağırdım bakıyorlar resmine; _tanya
Senin yaşında bir kızım var. _tanya
Kız kardeşim senin yaşında _tanya
Senin yaşında sevdiğim kız
Bizim memleket sıcaktır
Bizde kıslar tez kadınlaşır.. _tanya
Senin yaşında kızlarla
Okulda, fabrikada, tarlada arkadaşız
Tanya; Sen öldün ne kadar namuslu insan öldü
Ve öldürülmekte
Ama ben, Söylemesi ayıpmış gibi geliyor bana
Ama ben yedi yıldır kavgada
Hayatımı tehlikeye koymadan
Hapiste de olsa da yaşıyorum)
Sabah oldu tanya’yı giydirdiler
Ama çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu
İç etmişlerdi onları
Torbasını giydirdiler
Torbada benzin şişelesi, kibrit, Kurşun, tuz, şeker....
Şişelesi boynuna astılar
Torbasını verdiler sırtına
Göğsüne bir de yazı yazdılar “partizan”
Köyün meydanına kuruldu darağacı
Atlılar çekmiş kılıcı
Halka olmuş piyade askeri
Zorla seyre getirdiler köylüleri
İki sandık üst üste
İki makarna sandığı
Sandıkların üstüne yağlı urgan sallanır
Urganın ucunda ilmik
Partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına
Partizan Kolları bağlı arkadan
Durdu urganın altında dimdik..
Nazlı boynuna ilmiği geçirdiler
Bir subay fotoğrafa meraklı
Bir subay elinde makine; kodak
Bir subay resim alacak
Tanya seslendi kolhozlulara ilmiğin içinden “
_ kardeşler üzülmeyin gün yiğitlik günüdür.
Soluk aldırmayın faşistlere Yakın, yıkın, öldürün....”
Bir alman vurdu ağzına partizanın
Genç kızın beyaz, yumuk çenesine aktı kan
Fakat askerlere dönüp devam etti partizan: “
_ biz iki yüz milyonuz
İki yüz milyon asılır mı?
Gidebilirim ben
Ama bizimkiler gelecekler
Teslim olun vakit varken...”
Kolhozlular kan ağlıyorlardı,
Cellat çekti ipi
Boğuluyor nazlı boynu kuğu kuşunun
Fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan
Ve hayata seslendi insan “
kardeşler Hoşça kalın Kardeşler
Kavga sonuna kadar
Duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler...”
Cellat bir tekme attı makarna sandıklarına
Sandıklar yuvarlandılar
Ve tanya sallandı ipin ucunda...
Nazım Hikmet Ran